Daha önce QR kodlar ile mutlaka karşılaşmışsınızdır. Bu kodlar, web sitelerinden reklamlara kadar her yerde karşımıza çıkıyor. Görüntü itibariyle barkoda benziyor olsalar da, dikey şeritler yerine kare şablonlar kullanıldığını fark edebilirsiniz. QR kodlar, işletmelerin sayısı ve talepleri arttıkça daha tanınır hale geldi. Birçok akıllı telefonun yerleşik QR kod okuyucularına sahip olması nedeniyle QR Barkodlara olan talepler oldukça fazlalaşmaya başladı. Peki bu QR kodlar tam olarak nedir ve nasıl çalışırlar? Öğrenmek istediğiniz her şeyi burada bulabilirsiniz.
QR kodları basit görünse de aslında çok fazla veri depolayabilirler. Ancak QR kodlar ne kadar veri içerirse içersin, kullanıcılar tarafından tarandığında bilgilere anında erişmesini sağlar. Bu nedenle hızlı yanıt kodları olarak da adlandırılırlar. Normal barkodlar yalnızca bir yönde (yukarıdan aşağıya) okunabilir ve barkodlar genellikle alfanümerik biçimde, yalnızca az miktarda bilgi depolayabilirler.
Fakat QR kodları, yukarıdan aşağıya ve sağdan sola olmak üzere her iki yönde de okunabilir oldukları için, QR kodu daha fazla veri depolayabilir. QR kodu geliştirme ekibi, operatörün kodu doğru açıdan taramakla zaman kaybetmemesi için QR kodunu kolayca taranabilecek şekilde tasarladı ve kolay tanımlama için benzersiz bir tasarıma sahip olmasını istediler. Bu durum, günümüzde de kullanılan ünlü kare kodunu seçmelerine neden oldu.
İlk QR kodunu geliştirmek bir yıldan fazla sürdü. QR Kodlar, 7.000' e kadar sayısal veya Çince karakter içerebilir ve normal barkodlardan on kat daha hızlı okunabilir yapıya sahiplerdir. QR kodlar piyasaya çıkar çıkmaz otomotiv endüstrisi tarafından hızla benimsenerek, Japonya'daki birçok tüketici büyük kuruluşların da daha fazla şeffaflık taleplerine karşılık vermiş oldu. Tüketiciler sadece arabalarda değil, aynı zamanda gıda, tıbbi ürünler ve diğer ürünlerin de tam olarak nereden geldiğini bilmek istediler. Bu nedenle QR kodlar, yavaş yavaş imalat sanayinin önemli bir parçası olmaya başladı.
SİZİ ARAYALIM
Denso Wave, 1994 yılında iki boyutlu (matris) bu sistemleri kamuoyuyla paylaştı ve QR kodlarının patentini almayacağını söyledi. Bu, bugün herkesin kendi QR kodlarını oluşturup kullanabileceği anlamını taşıyordu. Ancak fikrin benimsenmesi oldukça yavaş ilerledi. QR kodu oluşturmak kolay olsa da herkesin bir QR okuyucuya erişiminin olmaması bu süreci yavaşlatan en önemli faktör oldu. Ta ki 2002 yılında yerleşik bir QR kod okuyuculu ilk cep telefonu Japonya' da piyasaya sürülene kadar! Bu gelişme QR kod kullanan firma sayısında artışa neden olurken, tüketicilerin kullanabileceği ilk QR kodlar da ortaya çıkmaya başlamış oldu.
Aynı zamanda teknoloji sürekli gelişmeye devam ederken, 2004 yılında ilk mikro QR kodları oluşturuldu ve 2008 yılında dikdörtgen modüllü QR kodları piyasaya sürüldü. Ayrıca ilk iPhone bu dönemde üretilip satışa sunulurken, QR kod okuyucu dünya çapında birçok tüketiciyi de kendine çekti. Böylece QR kodların satış ve pazarlamadaki potansiyelini fark eden markalar ve kuruluşlar kendi QR kodlarını oluşturmaya başladılar.
QR kodları içindeki şablonlar, bu kodları deşifre ederek kodlar içindeki verileri ortaya çıkaran ikili kodları temsil eder. QR kod okuyucuları, QR kodunun dışındaki üç büyük kareye dayalı olarak standart QR kodlarını tanıyabilir. Okuyucu bu üç şekli algıladıktan sonra karenin içindeki her şeyin bir QR kodu olduğunu anlar. QR kodu daha sonra QR okuyucu tarafından analiz edilir ve tüm kod bir ızgaraya indirgenir. Okuyucu, ızgaradaki her kareye tek tek bakar ve her kareye karenin siyah veya beyaz olmasına göre bir değer atar. Daha sonra daha büyük şablonlar oluşturmak için kareleri bir ızgarada gruplandırır.